“Yangınlarda Solunum Şikayetleri 3 Katına Çıkıyor”

“`html

Yangınlar Sonrası Solunum Sorunları Artıyor!

Yangınların ardından solunum problemlerinin üç kat arttığı uzmanlar tarafından ifade ediliyor. Yangın sonrası alınması gereken tedbirler hakkında detaylı bilgiler verildi.

Türkiye’de Tarım ve Orman Bakanlığı’nın Orman Genel Müdürlüğü verilerine göre, 2021 ile 2024 yılları arasında yıllık ortalama orman yangını sayısı 2.500’ün üzerine çıkmıştır. Bu tür yangınlar, hem ekosistem hem de insan sağlığı açısından ciddi tehditler oluşturmaktadır. Türk Toraks Derneği Çevre Sorunları ve Akciğer Sağlığı Çalışma Grubu Başkanı Doç. Dr. Nilüfer Aykaç, “Yapılan araştırmalar, yangın dönemlerinde solunum problemleri ve 0-6 yaş grubundaki çocukların acil başvuru sayısının yaklaşık üç kat arttığını göstermektedir. Ayrıca yetişkinlerin akciğer kapasiteleri ortalama %6 oranında azalmaktadır. Yangın bölgelerinde hava kalitesi, Dünya Sağlık Örgütü’nün belirlediği sınır değerlerin 10-20 kat üstüne çıkmaktadır” diyerek iklim değişikliği ve düzgün yangın yönetiminin önemine vurgu yaptı.

İklim Krizi ve Yangın Bağlantısı

İklim krizinin son yıllarda dünya üzerinde meydana gelen çeşitli doğal afetlerle kendini gösterdiği görülmektedir. Türk Toraks Derneği Merkez Yönetim Kurulu Üyesi Dr. Öğr. Üyesi Ethem Yıldız, iklim krizi ile yangınlar arasındaki bağlantıya dikkat çekerek, “İklim krizi, gezegenimizin sağlığı ve ekosistem açısından önümüzdeki yüzyıllarda en büyük sorun olarak karşımıza çıkıyor. İklim değişikliği, dünya genelinde daha sık görülen seller, yangınlar ve depremler gibi doğal afetleri artırmaktadır. Orman yangınlarının çoğunun sebepleri henüz tam olarak belirli değil, ancak çoğu ihmalden kaynaklanmaktadır. İhmallerin ortadan kaldırılması durumunda pek çok yangının önlenebileceği açık” dedi. Doç. Dr. Aykaç, güncel durumu şu şekilde aktardı: “Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı, son 3 gün içinde Türkiye genelinde toplam 263 orman yangını bildirdi. Söndürme çalışmaları hızla sürmektedir. Yangınların devam ettiği alanlar arasında İzmir-Menderes-Kuyucak, İzmir-Seferihisar-Doğanbey, Manisa-Akhisar-Doğankaya ve Hatay-Antakya-Üçgedik yer almaktadır.”

“Yangın Bölgelerinde Hava Kirliliği 20 Kat Arttı”

Tarım ve Orman Bakanlığı’nın verilerine göre, orman yangınlarının yoğun olduğu bölgelerde hava kalitesinin Dünya Sağlık Örgütü sınırlarının 10-20 kat üzerine çıktığını belirten Doç. Dr. Aykaç, şöyle devam etti: “Türkiye, Akdeniz iklim kuşağında bulunmaktadır ve yaz aylarında hakim olan sıcak, kuru, düşük nemli ve rüzgarlı iklim, orman yangınlarının sıklığını artırmaktadır. 2021-2024 yılları arasında yıllık ortalama orman yangını sayısı 2.500’ü geçmiştir ve en çok yangın meydana gelen iller Antalya, Muğla, İzmir, Mersin, Adana ve Çanakkale’dir. 2021 yazında, Muğla ve Antalya illerinde hava kirliliği seviyeleri, Dünya Sağlık Örgütü’nün belirlediği sınırın 10-20 kat üstüne çıkmıştır. Yangın dönemlerinde solunum şikayetlerinin ve 0-6 yaş çocukların acil başvurdu sayısının üç katına çıktığı, yetişkinlerde ise akciğer kapasitelerinin %6 oranında azaldığı ortaya konmuştur. Yangın alanından 50 kilometre uzakta bile ince partikül seviyeleri beş-altı kat aşılmakta, kalp ve damar hastalıkları nedeniyle hastaneye yatışlar artmaktadır. Yangın dumanındaki ince toz, karbon monoksit ve diğer zararlı maddeler kısa ve uzun vadede önemli sağlık tehlikeleri doğurmaktadır.”

“Kalp ve Damar Hastalıklarından Solunum Yolu Kanserine Kadar Etkileri Mevcut”

Doç. Dr. Aykaç, yangın dumanının kalpten akciğerlere dek birçok organda ciddi etkiler yarattığını belirterek şu şekilde sıraladı: “Yangın dumanına maruz kalındığında ilk saatlerde ve günlerde öksürük, nefes darlığı, astım ve bronşit gibi solunum sorunlarında belirgin artış gözlemlenmektedir. Ayrıca, dumanın içeriğinde bulunan ince parçacıklar, kalp krizi, kalp ritim bozuklukları ve hipertansiyon gibi acil kardiyovasküler durumları tetikleyebilir. Gözlerde yanma, konjonktivit, ciltte tahriş ve yangın nedeniyle yaşanan stres gibi semptomlar da yaygındır. Uzun süreli maruziyet, akciğer fonksiyonlarında kalıcı azalmalar ve KOAH riskini artırabilir. Ayrıca, kanserojen bileşenler, kalp-damar hastalıkları ve bazı solunum yolu kanserlerinin gelişme olasılığını yükseltir. Gebelik süresince duman soluma durumu, düşük doğum ağırlığı ve erken doğum riskini artırır. Bebekler, yaşlılar, kronik solunum hastaları, açık hava çalışanları ve hamileler bu risklerden en çok etkilenen gruplardır.”

Hassas Gruplara Dikkat!

Bu gruptaki bireylerin yangın dumanına maruziyeti ciddi sağlık sorunlarına neden olabilir.

  • Bebekler ve çocuklar
  • 65 yaş üstündeki bireyler
  • Açık havada çalışanlar (itfaiyeci, tarım işçisi vb.)
  • Astım, KOAH gibi kronik hastalığı olanlar
  • Hamileler
  • Kardiyovasküler hastalığı bulunanlar

İklim Krizi Önlenmeli

Maruz kalan kişilerin hemen alandan uzaklaştırılması ve oksijen yeterli bir noktaya götürülmesi gerektiğini ifade eden Doç. Dr. Aykaç, yapılması gereken tedbirleri şu şekilde özetledi: “Yangın sırasında yoğun dumanla karşılaşanlar, boğulmamak için yere eğilerek hareket etmeli ve burun ile ağızlarını ıslak bir bezle kapatmalıdır. Yangın anında duman maruziyetini azaltmak için, yangın ekipleri için vardiya planlama yapılmalı ve uygun kişisel koruyucu ekipmanlar kullanılmalıdır. N95/FFP2 gibi maskeler tercih edilmelidir. PM2.5 ve karbonmonoksit izleme sistemleri kurulmalı, Türkiye’de PM2.5 için ulusal kabul gören bir değer oluşturulmalıdır. Yangın bölgelerindeki riskli gruplara yönelik koruyucu ekipman ve tahliye planları geliştirilmelidir. Yangın riskinin farkındalığını artırmak için halkı bilgilendiren eğitim programları düzenlenmelidir. Orman yangınlarının önlenmesi için çevre dostu politikaların ve bilimsel temellere dayalı yönetim planlarının oluşturulması uzun vadede önem arz etmektedir. Yangın dumanı maruziyetinin, solunum ve kardiyovasküler sağlığın yanı sıra diğer sağlık alanlarında da büyük tehditler barındırdığı bilimsel olarak kanıtlanmıştır. Etkili önleme ve müdahale stratejilerinin geliştirilmesi kritik bir öneme sahiptir. Türkiye’deki orman yangınlarının mevcut dinamikleri göz önünde bulundurularak, iklim krizini önleyici stratejilerle geleceğe yönelik planlar yapılması elzemdir.”

Türk Toraks Derneği

Kaynaklar:

  • Liu JC ve ark. Orman yangını dumanına maruz kalma ve sağlık sonuçları: sistematik bir inceleme. The Lancet Respiratory Medicine. 2015;3(7):498–505.
  • Reid CE ve ark. Orman yangını dumanına maruz kalma ve sağlık sonuçları. Environmental Health Perspectives. 2016;124(9):1334–1343.
  • Kunzli N ve ark. Hava kirliliği ve kardiyovasküler olaylar riski. Am J Respir Crit Care Med. 2006;174(8):817–825.
  • Holstius DM ve ark. 2003 Güney Kaliforniya orman yangınları sırasında gebelik sonuçları. Environmental Health. 2012;11:87.
  • WHO. Orman Yangını Dumanı ve Sağlık. Dünya Sağlık Örgütü; 2019.

“`

Related Posts

Uzmanından kritik uyarı: Lensle yüzmeyin

Karadeniz Teknik Üniversitesi’nden Prof. Dr. Hidayet Erdöl, kontakt lensle denize veya havuza girmenin göz sağlığı açısından ciddi enfeksiyon riskleri barındırdığını vurguladı.

Leke gitti, kanser kaldı: Uzmanından “leke silme” işlemleri yaptıranlara uyarı

Leke gitti, kanser kaldı: Uzmanından “leke silme” işlemleri yaptıranlara uyarı

Yaz tatilinde masum gibi görünen tehlikeler: Çocuklarınızı koruyun!

Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Ahmet Güzel, yaz aylarında artan sağlık risklerine karşı aileleri uyardı. Tatil sürecinde çocukları güneş çarpmasından enfeksiyonlara kadar birçok tehlikeden korumanın yollarını anlattı.

Hamileliği kabusa çeviren hastalık: Hipermezis gravidarum

Hamileliği kabusa çeviren hastalık: Hipermezis gravidarum

Güneşli günler göz sağlığı açısından bazı riskleri beraberinde getiriyor: Çocuklarda önlem alın

Göz Hastalıkları Uzmanı Dr. Gülşah Tezcan, UV korumalı gözlük ve şapka kullanımının yaz aylarında göz sağlığı için kritik olduğunu vurguladı.

‘Menopoz sonrası kanamalarda her 10 vakadan biri kanser işareti olabilir’

Kadınlarda menopoz sonrası dönemde görülen kanamalar hakkında önemli uyarılarda bulunan Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Prof. Dr. Ülkü Mete Ural, postmenapozal kanamanın çoğu zaman masum nedenlere bağlı olabileceğini ancak yüzde 10-15 vakada rahim kanseri gibi ciddi bir hastalığın habercisi olabileceğini ifade etti.